En Yaygın Kış Hastalıkları

Vücut direncinin azalmaya başladığı kış aylarında gripten bronşite, boğaz enfeksiyonlarından sinüzite pek çok hastalık hem yetişkinleri hem çocukları etkisine alır. Özellikle de kapalı ve kalabalık ortamlarda hastalıklar solunum ve yakın temas sonucu daha kolay bulaşır. Kışın hem havanın soğuk olması hem de okulların açık olması sebebiyle kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunma durumu artar.

“Kış Hastalıkları” yazı serisinin ilki olan bu yazıda çocuklarda ve yetişkinlerde en sık görülen ve çözümü konusunda zorluklar yaşanan kış hastalıklarına kısa kısa değinilecek, evde uygulanabilecek doğal çözüm önerilerinden kısaca bahsedilecektir.

1. Boğaz Enfeksiyonları:

Tıbbi olarak akut tonsillofarenjit olarak adlandırılan boğaz iltihabı, anatomik olarak geniz (nazofarenks) şeklinde tabir edilen bölgeden gırtlağa kadar (larenks) olan bölgenin çeşitli etkenler tarafından iltihabi reaksiyona maruz kalmasıdır. Bu bölge, anatomik olarak bademcikleri (tonsiller) ve yutak bölgesini (orofarenksin de dahil olduğu tüm farenks) içerir. En yaygın görülen hastalıklardandır.

İltihabi reaksiyona neden olan etkenler virüsler, bakteriler veya mantarlar gibi çeşitli mikroorganizmaların enfeksiyonları olabileceği gibi bazı ramotolojik ve immünolojik hastalıklar da olabilir.

Vücudumuz, dışarıdan gelen yabancı etkenlerden kendini korumak adına bazı savunma bölgeleri bulundurur. Bunların başında yiyecek ve içeceklerin ilk giriş noktası olan ağız içi gelir. Ağız boşluğunun hemen arkasında bademcikler (tonsiller) vardır. Burası vücudun savunma hücrelerince zengin bir dokudur. Bu doğrultuda bademcikler, ağız yoluyla alınabilecek mikroorganizmalarla savaşarak vücudun ilk savunma hatlarından birini oluşturur. Bu esnada çeşitli mikroogranizmalar bademciklere veya ağız boşluğunun gerisindeki boğaz dokularına yerleşerek enfeksiyona neden olabilir. Aynı şekilde okul çağındaki çocuklar, sıklıkla başkalarıyla yakın temas halinde olduğundan, hapşırma, öksürük gibi solunum yolundaki sıvıların çevreye dağıldığı durumlarda çok çeşitli mikroorganizmaları vücuduna alma eğilimindedir. Bu nedenle özellikle bu yaşta boğaz iltihabı daha sık görülür. Yine altta yatan çeşitli immünolojik veya ramotolojik hastalıkların varlığında, herhangi bir mikroorganizmanın enfeksiyonu söz konusu olmadan da boğazda iltihap gelişebilir.

Boğaz enfeksiyonları; ateş, boğaz-boyun-kulak ağrısı, öksürük, boğazda şişme, ses kısıklığı, yutmada güçlük, bulantı-kusma, halsizlik-yorgunluk, yayılma gibi problemler oluşturabilir.

Tedavi sürecinde her hastalıkta olduğu gibi istirahat çok önemlidir. Bu hastalıkla evde mücadele etmek için şu öneriler uygulanabilir:

  • Kaya tuzu veya sirke ile hazırlanan su ile gargara
  • Ballı zencefil
  • Nane veya okaliptüs yağı içeren ballı karışımlar ve pastiller
  • Adaçayı, kekik çayı, hatmi çiçeği çayı gibi çeşitli bitki çayları

2. Zatürre (Pnömoni):

Pnömoni ya da yaygın bilinen adıyla zatürre, akciğerdeki hava keseciklerinin iltihaplı bir sıvı ile dolmasıdır. Virüsler, bakteriler ve nadir olarak mantar enfeksiyonlarının akciğerlere ulaşmasıyla oluşan zatürre oldukça bulaşıcıdır.

Hastalık her yaşta görülebilse de 2 yaş altı çocuklarda, bağışıklık sistemi çok zayıf kişilerde ve 65 yaş üstü kişilerde zatürre oldukça tehlikeli olabilir.

Belirtileri üst solunum yolu enfeksiyonları ile genel olarak aynı seyreder. Yüksek ateş, öksürük, üşüme ve titreme, halsizlik, devamlı balgam, nefes almada güçlük, göğüs ağrısı, baş ağrısı, karın ağrısı ve karında şişme, kusma veya kusma hissi, iştahsızlık, eklem ve kas ağrısı vb. belirtiler zatürrede de görülür.

Tedavi sürecinde istirahat olmazsa olmazdır, çok etkilidir. Bunun dışında hastalık semptomlarına ve akciğeri temizlemeye yönelik olarak evde bazı yöntemler denenebilir:

  • Yaban kekiği, soğan suyu, sarımsak suyu veya direkt kendisinin yutulması
  • Kızılcık suyu
  • Ballı soğan veya sarımsak karışımları
  • Havuç, kereviz, turp gibi bazı sebze veya sebze suyu karışımları
  • Ballı, zencefilli, zerdeçallı karışımlar
  • Propolis

3. Bronşit ve Bronşiolit:

Bronşiolit, çocuklarda erken yaş grubunda (özellikle 3 yaş altında) bronşiol adı verilen küçük bronşların iltihabıdır. Bronşit; büyük bronşların, yani soluk borusundan dallanarak akciğerlere yayılan hava borularını örten mukoza dokusunun, akut ya da kronik iltihabıdır. Bronşit, üst solunum yollarının enfeksiyonu sırasında veya sonrasında çok sık gelişen bir komplikasyondur.

Özellikle çocuklarda ve gençlerde görülen akut bronşitlerde başlıca etken, bakterilerden çok virüslerdir. Ama bakteriler de akut bronşit etkeni olabilir. Belirtileri inatçı kuru öksürük, balgam, ateş ve göğüste ağrıdır. Hem hastalık semptomlarına yönelik hem de bağışıklığı güçlendirmeye ve tedaviyi hızlandırmaya yönelik uygulamalar evde yapılabilir:

  • Zencefil, bal, limon karışımı
  • Soğan suyu
  • Sirkeli su
  • Hardal, okaliptus, nane, defne, çöreotu, lavanta gibi yağlarla göğse masaj yapmak
  • Karabiber-bal, soğan-bal, turp-bal karışımları

4. Orta Kulak İltihabı:

Kulak zarının arkasında yer alan ve içinde insanların sesleri duymasını sağlayan küçük kemiklerin titreştiği, orta kulak adı verilen kulak odacığında meydana gelen iltihaplanma durumudur. Çocukların orta kulak iltihabına yakalanma olasılığı, yetişkinlerden daha yüksektir.

Orta kulak iltihabı birçok vakada genellikle kendiliğinden düzelir. Bu sebeple tedavi, temel olarak sorunu takip altına almak ve iltihaplanmadan kaynaklanan ağrıyı yönetmek hedefini güder. Bazı vakalarda enfeksiyonu temizlemek de gerekebilir. Bazı bireyler orta kulak iltihabına yatkın olurlar ve birden fazla iltihaplanma yaşayabilirler. Bu, bireyde işitme sorunlarının ve diğer ciddi komplikasyonların gelişmesine neden olabilir.

Orta kulak iltihabına orta kulaktaki bir bakteri veya virüs neden olur. Bu enfeksiyon genellikle soğuk algınlığı, grip veya alerji gibi başka bir hastalıktan veya tıbbi sorundan kaynaklanır. Enfeksiyon burun kanallarının, boğazın ve östaki tüplerinin tıkanmasına veya şişmesine neden olabilir. Şişmiş östaki tüpleri ise tıkanarak orta kulakta sıvı birikmesine neden olabilir. Bu sıvı zaman içinde enfekte olursa orta kulak iltihabı semptomları ortaya çıkabilir. Çocuklarda östaki tüpleri daha dar ve daha yataydır. Bu durum tüplerin boşaltılmasını zorlaştırır ve tıkanma olasılıklarını yükseltir.

Orta kulak iltihabında evde çok fazla müdahalede bulunmak doğru değildir. Yanlış bir uygulama sulandırma özelliği gösterebilir ve iltihabı daha da artırabilir. Çoğu zaman zaten kendiliğinden iyileşecektir.

  • Hem ağrıyı hem de iltihabı azaltmak amacıyla hepsi mutlaka ılık olmak şartıyla sirke, gül yağı, çöreotu yağı, soğan suyu gibi bazı maddeler az az damlatılabilir. Çok fazla damlatmamak gerekir.
  • Sarımsak kesilip, kucağa koyulup üzerine sıcak havlu kapatılarak yatılabilir.

5. Sinüzit:

Sinüzit, burun boşluğunun etrafındaki hava dolu cepler olarak tanımlanabilecek sinüslerin enfeksiyonudur. Sinüsler, normal şartlarda, soluduğumuz havayı nemlendirerek ısıtan yapılardır. Sinüzit genelde soğuk algınlığı veya alerji sonrası meydana gelir. Kısa sürebilir, uzun sürebilir, sürekli tekrarlayan sinüzite dönüşebilir.

Sinüzit; anormal burun yapısı, genizeti genişlemesi, dalış-yüzme, diş enfeksiyonu, sigara vb çeşitli başka nedenlerden de kaynaklanabilir.

7 ila 10 günden uzun süren burun akıntısı, geniz akıntısı, şiddetli baş ağrısı, yüz ağrısı, ağız kokusu, ateş, göz çevresinde şişlik, kulaklarda dolgunluk hissi gibi çeşitli belirtiler gösterir.

Evde tedavisini kolaylaştırmak için şu uygulamalara başvurulabilir:

  • Doğal burun spreyleri
  • Papatya kaynatılıp buharının sürekli solunması
  • Nane yağı yada okaliptüs yağının kaynamış suya katılıp buharının solunması
  • Burna tuzlu su çekilmesi
  • Burna sirke çekilmesi
  • Nane yağı ile baş masajı
  • Zencefil suyu, soğan suyu, sarımsak suyu veya sarımsağın kendisinin yutulması

6. İshal (Diyare):

Tıpta diare olarak da bilinen ishal; aşırı ve normalden çok daha sık, sulu ve gevşek dışkılama durumudur.

İshal, genel olarak en geç birkaç gün içinde geçen ve kalıcı olmayan bir hastalıktır. Genelde tedaviye gerek kalmadan kendiliğinden geçen ishal, bazı durumlarda kronik hale de gelebilmekte ve çok daha uzun sürede iyileşmektedir.

İshal, pek çok farklı nedenle ortaya çıkabilmektedir. Virüs, bakteri ve parazitler en sık görülen ishal sebepleri arasında bulunmaktadır. Aynı zamanda, beslenmeye bağlı da yaygın olarak ishal görülmektedir. Özellikle uzun süreli ishal nedenleri arasında bakterilerin neden olduğu hastalıklar ve besin zehirlenmesi başta gelmektedir.

İshalin de, diğer hastalıklarda olduğu gibi, sebebi doğrultusunda çözümüne gidilmelidir. İshali kesmek gerekirse evde ishal yapan yiyeceklerden mutlaka uzak durulmalıdır.

Haşlanmış patates, muz, şeftali, elma sirkesi, yoğurt, kefir, turşu, tarhana ve probiyotikler bolca tüketilmelidir.

7. Soğuk Algınlığı:

Soğuk algınlığı, nezle ya da bir diğer adıyla nazofarenjit; üst solunum yollarında (burun ve boğazda) meydana gelen viral bir enfeksiyondur. Yılın her mevsiminde görülebilen ve bütün dünyada yaygın olan bir hastalık türüdür.  Enfeksiyon süreci büyük rahatsızlık verse dahi genellikle zararsızdır. Soğuk algınlığı, birçok farklı virüs türünden kaynaklanabilir.

Genellikle mevsim geçişlerinde, ani sıcaklık değişimlerinin gündemde olduğu vakitlerde etkin olur. 200’den fazla nezleye sebep olan virüs mevcuttur. Bunlardan başlıcaları; Rinovirüsler, Koronavirüsler, Adenovirüsler ve RSV (Respiratuar Sinsitiyal Virüs)’dir. En yaygın olanı ise Rinovirüslerdir.

Soğuk algınlığı, insanlar arasında görülen en yaygın bulaşıcı hastalık türüdür. Hapşırık ve öksürük atakları ile havaya yayılmış olan virüsleri başka insanlar soluduğunda onlara da geçmiş olur. Virüs; alındıktan 2-3 saat sonra kırıgınlık, burun akıntısı, hafif ateş, öksürük, gözlerde kızarma ve yaşarma gibi semptomlarla kendini belli eder ve 7-10 günde kendiliğinden geçer. 

Normal şartlarda 7-10 günlük süre zarfında kendiliğinden geçen nezle; sinüzit, orta kulak iltihabı veya pnömokok gibi hastalıklara sebebiyet verirse iyileşme süresi uzayacaktır. Ayrıca sigara kullanan kişilerde belirtiler daha uzun süre seyredebilmektedir.

Soğuk algınlığı (nezle) çoğunlukla grip ile karıştırılır. Ancak nezle, gribe göre çok daha hafif atlatılan bir rahatsızlıktır. Gripte burun akıntısı şikayeti olmazken nezlede ana şikayet burun akıntısıdır.

Soğuk algınlığına yakalanıldığında yapılması gereken en temel şey istirahat, yani bolca dinlenmektir. Bağışıklık sistemini destekleyici doğal takviyeler ve vitaminler, meyve ve sebzelerle vücut desteklenerek iyileşme kolaylaştırılabilir ve hızlandırılabilir. Semptomlara yönelik uygulamalar da yapılabilir.

8. Grip:

Öksürük, halsizlik, yüksek ateş şikayetleriyle özellikle soğuk havalarda ve mevsim geçişlerinde görülen grip; influenza A ve B virüslerinin yol açtığı bir enfeksiyondur.

Grip de nezle gibi bulaşıcı bir virüs enfeksiyonu olmakla birlikte soğuk algınlığına göre çok daha ağır seyreden bir hastalıktır. 0-4 °C arasında haftalarca canlılığını sürdürebildiği için kış aylarında daha sık enfeksiyon oluşturan grip virüsünün buluşması son derece kolaydır. Virüs en çok öksürme, hapşırma, konuşma ve temas yoluyla geçer.  Grip olan kişilerin temas ettiği tüm nesneler bulaş açısından önem taşımaktadır. Özellikle çocuklar, yaşlılar, kronik hastalığı olanlar, sağlık çalışanları ve öğretmenler gibi risk grubu içerisinde bulunanlar ile bağışıklık sistemi kuvvetli olmayanlar gribi daha ağır geçirebilmektedir. Virüsler sürekli mutasyon geçirip değişmekte ve bu sebeple kişi tekrar tekrar gribe yakalanabilmektedir.

Grip olunduğunda yapılması gereken en temel şey istirahat yani bolca dinlenmedir. Bağışıklık sistemini destekleyici doğal takviyeler ve vitaminler, meyve ve sebzelerle vücut desteklenerek iyileşme kolaylaştırılabilir ve hızlandırılabilir. Semptomlara yönelik uygulamalar da yapılabilir.

1 Comments Kendi yorumunu ekle

Yorum bırakın